İlk Hicrette Kimler Vardı? Edebi Bir Bakış Giriş: Kelimelerin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi Bir edebiyatçı olarak, kelimelerin gücünü, bir hikayenin bir toplumu nasıl dönüştürebileceğini ve bir olayın anlatının bir parçası haline geldiğinde nasıl ebedi bir iz bırakabileceğini her zaman merak etmişimdir. Edebiyat, bazen yalnızca yazılmış metinlerden ibaret değildir; bir topluluğun yaşadığı deneyimler, bunların edebi bir anlatıya dönüşmesiyle anlam bulur. Hicret gibi tarihsel bir olay da, kelimelerle anlatıldığında, toplumsal yapıyı ve kültürel kimliği yeniden şekillendiren bir mitos halini alır. Peki, ilk Hicret’te kimler vardı? Hicret’i anlatan metinlerdeki karakterler ve temalar bize ne anlatır? Bu yazıda, ilk Hicretin edebi boyutlarını, metinler…
6 YorumYazar: admin
Hızma Neden Takılır? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelime, insana gücünü, kendini tanıma biçimlerini ve varoluşun derinliklerini öğretir. Her harf, bir düşünceyi, bir duyguyu, bir çağrışımdan öteye taşıyan bir yapıdır. Hikayeler, bireylerin yaşamlarını şekillendirirken, dil de bu yaşamı temsil eden bir aracıdır. Edebiyat, bireyin iç dünyasındaki görünmeyen öğeleri ortaya çıkarırken, bir kelimenin gücünü, bir anlatının dönüştürücü etkisini vurgular. “Hızma” kelimesi de bu anlamda, tarihsel ve kültürel bir çağrışımdan çok daha fazlasını taşır; bedeni olduğu kadar, zihni ve duygusal halleri de şekillendiren bir semboldür. Peki, bir insan neden hızma takar? Bu soruya edebiyat penceresinden bakarak, kelimenin içindeki anlam katmanlarını çözümleyelim. Hızma: Gelenekten…
Yorum BırakHımış Tekniği Nedir? Antropolojik Bir Bakış Açısıyla Kültürler Arası Bir Keşif Hımış tekniği, insanların kültürel ritüellerini ve kimliklerini biçimlendiren derinlemesine bir uygulamadır. İnsan toplumlarının kendilerini ifade etme şekilleri, inanç sistemlerinden yaşam biçimlerine kadar pek çok unsura dayanır. Bu bağlamda, antropolojinin sunduğu bakış açısı, bize farklı kültürlerin nasıl benzer ritüellerle hem bireysel hem de toplumsal kimliklerini oluşturduğunu keşfetme fırsatı sunar. Her bir kültür, semboller ve ritüeller aracılığıyla hem içsel hem de dışsal dünyayla bir bağ kurar; peki, bu bağlar nasıl işler? Hımış tekniği de bu bağlantıları anlamamıza yardımcı olacak eşsiz bir örnektir. Hımış Tekniğinin Kökeni ve Kültürel Bağlamı Hımış, kökeni çok…
8 Yorum“Her Ne Zaman Ayrı?”: Zihnimizin Dillerle Dansı Üzerine Psikolojik Bir Bakış Bir psikolog olarak, insan davranışlarının yalnızca eylemlerle değil, kelimelerle de şekillendiğine inandım. Kelimeler düşüncelerimizin haritasıdır; nasıl konuştuğumuz, nasıl düşündüğümüzü yansıtır. “Her ne zaman ayrı mı, bitişik mi yazılır?” sorusu kulağa dilbilgisel bir merak gibi gelir, fakat aslında bu küçük ifade, zihnimizin nasıl ayrım yaptığını, nasıl kategoriler oluşturduğunu ve hatta nasıl duygular taşıdığını anlamamız için bir pencere açar. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Düşünmenin Sınırları Bilişsel psikolojiye göre, insanlar anlamı parçalara bölerek kavrar. “Her ne zaman” ifadesi de bu ayrımın tipik bir örneğidir. “Her” genel bir kapsama işaret ederken, “ne zaman” belirli…
8 YorumSol Göğsümde Ağrı Var, Sebebi Nedir? Geleceğin Kalbinde Bir Yolculuk Hiç sol göğsünüzde aniden bir ağrı hissettiniz mi? O an, aklınızdan geçen ilk şey neydi? “Kalp krizi mi?” “Stres mi?” Yoksa “Yoksa bu geleceğin bana gönderdiği bir uyarı mı?” Ben de bu soruyla yola çıktım. Çünkü kalp ve göğüs ağrısı artık yalnızca bireysel bir sağlık meselesi değil; geleceğin tıbbı, teknolojisi ve toplum bilincinin de şekillendireceği bir konu. Bu yazıda hem bugünü hem geleceği konuşacağız: “Sol göğsümde ağrı var” diyen biri, bundan 20 yıl sonra nasıl bir dünyada bu soruya yanıt bulacak? — Sol Göğüs Ağrısı: Bugünün Tıbbından Geleceğin Teknolojisine Şu…
Yorum BırakGürcüler Kendilerine Ne Der? Öğrenmenin Kültürel ve Pedagojik Derinliği Bir eğitimci olarak her öğrenme sürecinin, insanın dünyayı ve kendini anlamlandırma çabası olduğunu düşünürüm. “Gürcüler kendilerine ne der?” sorusu da bu açıdan yalnızca bir dil bilgisi meselesi değil, kültürel kimliğin öğrenme yoluyla nasıl inşa edildiğini anlamamıza yardım eden bir kapıdır. Çünkü dil, sadece iletişim aracı değil, bir halkın kendini öğrenme biçimidir. Her “biz” demek, bir “kimiz” sorusunu da içinde taşır. Adlandırmanın Öğretici Gücü Gürcüler kendilerine “Kartveli” derler. Bu kelime Gürcüce’de საქართველო (Sakartvelo) yani “Gürcistan” adından gelir. Dolayısıyla “Kartveli”, Sakartvelo halkı anlamına gelir. Ancak burada ilginç olan, bu kelimenin yalnızca bir ulusal…
Yorum BırakAşağı Dudullu Mahallesi: Bir Mekânın Felsefi Derinliği Bir filozofun gözünden baktığımızda, bir mahallenin hangi ilçeye bağlı olduğu yalnızca idari bir bilgi değil, varlığın yerle ilişkisi üzerine kurulmuş bir sorudur. Aşağı Dudullu Mahallesi dendiğinde, aslında yalnızca bir isimden değil, bir kimlikten, bir aidiyet biçiminden bahsederiz. Bu mahallenin Ümraniye ilçesine bağlı oluşu, kâğıt üzerinde bir gerçekliktir; ancak felsefi düzlemde bu bağlılık, insanın “yer” ile kurduğu varoluşsal bağı temsil eder. Ontolojik Bir Perspektiften Aşağı Dudullu Ontoloji, yani varlık felsefesi, bize şunu öğretir: Bir şeyin “ne olduğu” kadar, “nerede olduğu” da onun varlığının bir parçasıdır. Aşağı Dudullu Mahallesi, sadece Ümraniye sınırlarında bir nokta değildir;…
Yorum BırakAnanın Eş Anlamı Ne Demek? Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Dilin Sosyolojik Yansımaları Toplumsal yapıların, dilin evrimi ve bireylerin etkileşimleri arasında güçlü bir bağ vardır. Dil, yalnızca iletişimin aracı değil, aynı zamanda toplumların değerlerini, normlarını ve kimliklerini şekillendiren bir güçtür. Bireyler arasındaki etkileşimleri anlamak için, dildeki kelimelerin anlamlarına, kökenlerine ve nasıl kullanıldıklarına bakmak oldukça önemlidir. “Ananın eş anlamı ne demek?” sorusu, sadece dilin bir yönünü değil, aynı zamanda toplumsal yapıları ve cinsiyet rolleriyle olan ilişkisini de incelememize fırsat tanır. Bu yazıda, bu kelimenin eş anlamları üzerinden toplumda kadınlara biçilen rollerin, sosyal yapıların ve kültürel pratiklerin nasıl şekillendiğini keşfedeceğiz. “Ana” ve Toplumsal…
8 Yorum12 Saate Kaç Saat Mola? Pedagojik Bir Bakış Açısıyla Verimli Öğrenme Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Öğrenme, sadece bilgi edinme süreci değil, aynı zamanda düşünme, hissetme ve dünyayı anlama şeklimizin dönüşmesidir. Eğitimciler olarak, öğrencilerin zihinsel ve duygusal gelişimlerini desteklemek, onların potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olmak bizim en büyük sorumluluğumuzdur. Ancak, öğrenmenin etkili olabilmesi için doğru ortamın yaratılması ve öğrencilerin bu ortamda nasıl zaman geçirdiği de büyük önem taşır. Peki, bir öğrencinin ya da bireyin öğrenme süreci içinde ne kadar mola vermesi gerektiği konusunda pedagojik bir bakış açısıyla neler söylenebilir? 12 saatlik bir sürede kaç saat mola vermek, verimli bir öğrenme deneyimi yaratmak için…
Yorum BırakHarabe Ne Demek Cümle İçinde? Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Adalet Bağlamında Bir Bakış Bazen bir kelime, yalnızca dilin değil, toplumun da aynası olur. “Harabe” kelimesi de bunlardan biridir. Yıkılmış bir bina, dökülmüş bir duvar ya da sessiz bir şehir kalıntısı… ama aynı zamanda yıpranmış bir ruh, unutulmuş bir topluluk ya da görmezden gelinmiş bir hikâyedir. Bugün “harabe” kelimesini yalnızca dilbilgisel bir çerçevede değil; toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet penceresinden birlikte düşünelim. Harabe Ne Demek? Anlamın Ötesinde Bir Yıkım ve Yeniden Doğuş Köken ve Kullanım “Harabe”, Arapça kökenli bir kelimedir; “yıkıntı, virane, çökmüş yapı” anlamına gelir. Cümle içinde genellikle fiziksel…
Yorum Bırak