Benden Hoşlanan Erkek Nasıl Davranır? Bir Hikaye Üzerinden Anlatayım
Kayseri’nin soğuk bir kış akşamıydı. Kar, dışarıda usulca yağıyor, pencerenin buğusunda oluşan şekillerle saatlerce oynanabilirdi. Ama ben, bir şehri değil, hissettiklerimi takip ediyordum. O akşamın tek bir amacı vardı: bir soruya cevap bulmak. “Benden hoşlanan erkek nasıl davranır?” sorusu. Ve bu sorunun cevabını, o kadar basit bir şekilde bulacağımı düşünmemiştim.
İlk İpucu: Gözlerindeki İltifat
Ahmet, üniversitenin ikinci yılında tanıştığım, ilk başta sıradan biri gibi görünen, ama sonradan gerçekten tanıdıkça içindeki samimiyeti fark ettiğim biriydi. İlk kez birkaç ay önce, okuldan sonra bir kafede karşılaştık. Normalde sadece arkadaşça sohbetlerimiz olurdu, ama o gün biraz farklıydı. Gözlerinin içine bakarken, sanki hep bir şeyler anlatmak ister gibi bir tavrı vardı. Belki sadece fazla takıntılıyım ama o gün bana baktığı şekilde bakmadığını fark ettim. İşte o an, bu “gözler” bana ilk ipucunu verdi. Benden hoşlanıyor muydu? O bakış, “Hoşlandığını belli etmek için ellerinden geleni yapıyor ama biraz da çekiniyor,” diyordu sanki.
O akşam, bir an bile gözlerini benden ayırmadı. Ve söylediklerinden çok, gözlerinin derinliklerinde bir şeyler vardı. Birlikte kahve içtikten sonra ben hala kafamda bir sürü soru işaretiyle yürüdüm, ama o bakış… O bakış aklımdan çıkmadı. “Benden hoşlanan erkek nasıl davranır?” diye sordum kendime, bir kez daha. Bir cevap arıyordum, bir sinyal. Ve o sinyali aslında gözlerinde buldum.
Hikayeyi Biraz Daha Derinleştirmek
Bir hafta sonra, yine aynı kafede buluştuk. Ama bu sefer, o kadar da rahat değildim. Ahmet’in söyledikleriyle hareketleri arasındaki farkları gözlemeye başladım. Daha dikkatliydim. Kahve içtik, yine göz göze geldik ama bu sefer bir farklılık vardı. O kadar zor olmamıştı. O bana biraz daha yakın oturdu, daha fazla gülümsedi, ama yüzümdeki endişeyi hissettiğini fark ettim. Konu bir şekilde bana geldi. Ahmet, “Seninle daha çok vakit geçirmek istiyorum, ama bir türlü cesaret bulamıyorum,” dedi. İşte, bu cümle, bana beklediğim cevabı verdi. O an, bana nasıl davrandığını tam olarak anladım.
Gözleri, kelimelerinden daha fazla şey anlatıyordu. Bir erkek, hoşlandığını bu kadar kolayca söyleyebilir mi? Gerçekten bilemedim, ama kesin olan bir şey vardı: Ahmet benden hoşlanıyordu. Yalnızca, o anki çekingenliğiyle bunu bana bir şekilde hissettirmişti. Eğer gerçekten hoşlanıyorsa, ben de aynı şekilde yanıt vermeliydim. Ama duygularım karışıktı. Bir yanda hoşlanıyordum, diğer yanda onun bana olan ilgisinin gerçekliğini sorguluyordum. “Benden hoşlanan erkek nasıl davranır?” sorusunun cevabı, belki de bu kadar karmaşık olmamalıydı.
Bir Adım Atmak Zor: Çekingenlik ve İhtiyat
İçimdeki karmaşa arttıkça, Ahmet’in çekingen tavırları bana o kadar tanıdık geldi ki. Benim de bazen öyle olurdu. Eğer birinden hoşlanıyorsam ama duygularımın karşılık bulup bulmayacağından emin olamıyorsam, bir adım atmaktan çekinirim. Ahmet de öyle yapıyordu. Söyledikleriyle yaptığı arasında bir fark vardı, bir mesafe vardı. Ve bu mesafe, o kadar insandı ki! Ben de aynı şekilde davranıyordum. Hem korkuyordum hem de umuyordum ki, belki o bir adım daha atar, belki o hislerini dile getirir. Ama o an, sadece birbirimizin gözlerine bakmakla yetindik. Hiçbir şey netleşmemişti, ama bir şey vardı: duygularımız vardı, bir şeyler hissediyorduk. Ama bu hislerin nereye gideceğini bilemiyorduk.
Sonunda, Bir Adım Daha
Ve bir gün, Ahmet biraz daha cesur oldu. Birlikte yürürken, “Benden hoşlanan erkek nasıl davranır?” sorusunun cevabını sonunda verdi. “Sana bir şey söylemek istiyorum,” dedi. O anda kalbim biraz hızlandı. “Benim için farklı birisin. Sadece seni tanımak değil, seni hayatımda görmek istiyorum.” O an, her şey netleşti. Benden hoşlanan erkek, bazen biraz çekingen, bazen biraz kaybolmuş gibi davransa da, cesur adımlar attığında hislerini tam olarak ifade edebiliyordu. Benim içimdeki o endişe bulutları dağıldı. Çünkü bir şeyleri netleştirmek bazen korkutucu olsa da, birinin hislerini açıkça dile getirmesi o kadar güzel bir şey ki!
Sonuç: Hisler, Kelimelere Dönüşmeli
O günden sonra, Ahmet’in bana olan ilgisinin her hali daha açık ve belirgindi. O çekingenlik, zamanla kayboldu ve ikimiz de birbirimize karşı daha dürüst olduk. Benden hoşlanan bir erkeğin davranışları, aslında çok basitti: göz teması, küçük adımlar, bazen çekingen ama net bir şekilde hislerini belli etme… Ama bu davranışların içindeki anlamları ancak zamanla çözebildim. Bir erkeğin hoşlanıp hoşlanmadığını anlamak, bazen en küçük jestlerle bile anlaşılabiliyor. Ama asıl önemli olan, o duyguların sonunda kelimelere dönüşmesi ve birbirimize dürüst olmamız. Bu, her şeyin başlangıcıydı. Ahmet bana hislerini net bir şekilde ifade ettiğinde, aslında bana en büyük hediyeyi vermişti: gerçek bir dürüstlük.