İçeriğe geç

Gürcüler kendilerine ne der ?

Gürcüler Kendilerine Ne Der? Öğrenmenin Kültürel ve Pedagojik Derinliği

Bir eğitimci olarak her öğrenme sürecinin, insanın dünyayı ve kendini anlamlandırma çabası olduğunu düşünürüm. “Gürcüler kendilerine ne der?” sorusu da bu açıdan yalnızca bir dil bilgisi meselesi değil, kültürel kimliğin öğrenme yoluyla nasıl inşa edildiğini anlamamıza yardım eden bir kapıdır. Çünkü dil, sadece iletişim aracı değil, bir halkın kendini öğrenme biçimidir. Her “biz” demek, bir “kimiz” sorusunu da içinde taşır.

Adlandırmanın Öğretici Gücü

Gürcüler kendilerine “Kartveli” derler. Bu kelime Gürcüce’de საქართველო (Sakartvelo) yani “Gürcistan” adından gelir. Dolayısıyla “Kartveli”, Sakartvelo halkı anlamına gelir. Ancak burada ilginç olan, bu kelimenin yalnızca bir ulusal kimliği değil, tarihsel bir öğrenme sürecini de temsil etmesidir. Çünkü adlandırmak, öğrenmenin ilk adımıdır; adını koyduğun şeyi fark eder, ona anlam kazandırırsın. Tıpkı çocukların dili öğrenirken “ben” ve “sen” ayrımını fark etmesi gibi, bir toplum da kendi adını koyarak kolektif bir bilince ulaşır.

Bu yönüyle “Gürcüler kendilerine ne der?” sorusu, pedagojik açıdan kimlik öğreniminin en temel örneklerinden biridir. Tıpkı bireyin “ben kimim?” demesi gibi, bir halk da tarih boyunca aynı soruyu sorar ve cevabını dilin içinden bulur.

Öğrenme Teorileri Perspektifinden Kimlik ve Dil

Vygotsky’nin sosyo-kültürel öğrenme kuramına göre, öğrenme toplumsal etkileşim yoluyla gerçekleşir. Dil, bu etkileşimin hem aracı hem de ürünüdür. Gürcülerin kendilerine “Kartveli” demesi, onların yalnızca bir ad seçimi değil; toplumsal bir hafızayı sürdürme biçimidir. Çünkü dil, kültürel anlamların taşındığı bir öğrenme alanıdır. Her sözcük, geçmişten bugüne aktarılan bir derstir.

Bir çocuğun Gürcüce’yi öğrenirken “Kartveli” kelimesini duyması, onun yalnızca bir ulusal kimliği değil, aynı zamanda bir aidiyet duygusunu öğrenmesi anlamına gelir. Bu süreç, pedagojik kimlik kazanımı olarak da adlandırılabilir. Yani dil aracılığıyla öğretilen her kavram, bireyin benliğini biçimlendirir. Öğrenme, burada sadece bilgi edinme değil, varoluşu anlamlandırma eylemidir.

Pedagojik Yansımalar: “Biz” Bilincinin İnşası

Eğitim bilimlerinde, bireyin kimliğini öğrenmesi ile toplumsal bilincin oluşması arasında güçlü bir bağ vardır. “Gürcüler kendilerine ne der?” sorusunun yanıtı olan “Kartveli”, bu bağın dilsel ifadesidir. Öğrenme süreci boyunca çocuk, ailesinden, öğretmenlerinden ve çevresinden “biz kimiz?” sorusunun cevabını duyar. Böylece toplumsal bir “biz bilinci” gelişir. Bu bilinç, öğrenmenin duygusal temelidir: aidiyet olmadan öğrenme sürdürülebilir değildir.

Gürcü kültüründe eğitim, yalnızca akademik bilgiye değil; dil, gelenek ve değerler yoluyla öğrenmeye dayanır. Gürcüce’nin zengin dil yapısı, çocukların erken yaşta kültürel farkındalık kazanmalarına olanak sağlar. Bu da bize şunu hatırlatır: Öğrenme, yalnızca okul duvarları içinde değil, dilin dokusunda, sözcüklerin anlamında başlar.

Kültürel Öğrenmenin Toplumsal Etkisi

“Kartveli” kimliği, Gürcü halkının tarih boyunca sürdürdüğü kültürel dayanıklılığın da bir göstergesidir. Yüzyıllar boyunca farklı imparatorlukların, inançların ve dillerin etkisinde kalan Gürcüler, kendi adlarını koruyarak kültürel süreklilik sağlamışlardır. Bu, bir halkın kolektif öğrenme kapasitesinin kanıtıdır. Çünkü öğrenme, sadece yeni bilgileri almak değil, kendi bilgisini koruyabilme becerisidir.

Pedagojik açıdan bu, “öğrenilmiş kimliğin aktarımı” anlamına gelir. Bir toplum, kendi adını kuşaktan kuşağa aktarabildiği sürece, eğitim sisteminin temel işlevlerinden birini —kültürel devamlılığı— yerine getiriyor demektir.

Bireysel Öğrenmeden Toplumsal Öğrenmeye

Bugün eğitimciler olarak şu soruyu sormak gerekir: Biz, öğrencilere yalnızca bilgi mi öğretiyoruz, yoksa kim olduklarını da mı öğretiyoruz? Gürcülerin kendi adlarını öğrenme biçimi, bu soruya anlamlı bir yanıt sunar. Çünkü öğrenme, yalnızca dış dünyayı tanımak değil, iç dünyayı inşa etmektir. Her “Kartveli” sözcüğü, hem bireysel hem toplumsal bir öğrenme hikâyesidir.

Bu bağlamda “Gürcüler kendilerine ne der?” sorusu, pedagojik açıdan bizi şu düşünceye davet eder: Kendimizi ne kadar doğru öğreniyoruz? Öğrencilerimize, kendi kültürel köklerini tanıma, dillerini sevme ve kimliklerini ifade etme fırsatı veriyor muyuz?

Sonuç: Öğrenmenin En Derin Biçimi – Kendini Öğrenmek

Gürcüler kendilerine ne der?” sorusunun yanıtı olan “Kartveli”, sadece bir kelime değildir. O, bir halkın kendini tanıma, öğrenme ve anlatma biçimidir. Pedagojik olarak bu, öğrenmenin en olgun hâlidir: kendini öğrenmek. Eğitim, insanın yalnızca dünyayı değil, kendi adını da anlamlandırma sürecidir. Çünkü adını bilen insan, kökünü bilir; kökünü bilen, nereye gideceğini de öğrenir.

Belki de en önemli soru şudur: Biz kendimize ne diyoruz? Cevabımız, öğrenme yolculuğumuzun yönünü belirleyecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
prop money